SOVOS Türkiye Genel Müdürü Elçim Sirek yazdı: Esneklik Çağına Uyum Gösterebiliyor Musunuz?
İçinde bulunduğumuz çağ öyle bir çağ ki… Her ne iş yapıyor olursanız olun, zorlu koşullarda ayakta durabilmek için, işinizin geleceği için; sizi koltuğunuza, defterlerinize, bilgisayarınıza, ofisinize, şehrinize sıkı sıkı bağlayan iplerden kurtulmak; dijitalleşmenin, küreselleşmenin getirileri ile uyumlanmak zorundasınız. ‘Girişim’in özü ve ‘girişimci’ ruhu zaten böylesi bir uyumlanma ile doğuyor. Ancak zaman geçip işlerin temposuna kapılmaya başlayınca hem öz hem ruh geri planda kalabiliyor ve esneklik tıpkı diğer şirketler gibi, söz konusu girişim için de önemi unutulan bir hal alabiliyor.
Peki nasıl esnek olunur?
Her şirket, her girişim için farklı esneklik şekilleri olabilir ama bence gerek belirli sistemleri kullanarak gerek bazı uzmanlıkları yanına alarak kendi iş alanı dışındaki tüm konuları odağından çıkarabilen ve bu sayede esas işine odaklanabilen kurumlar esnekliğe ulaşabiliyor.
Biz de işimizde bu odakla hareket ediyoruz. Diyoruz ki: Biz küresel bir vergi yazılımı sağlayıcısı olarak müşterilerimize vergi ile ilgili süreçleri sorunsuz bir şekilde çözmeyi vadediyoruz. Vergi tüm dünyada komplike bir iş. Bir işletmenin alanında çok iyi olması, bir yöneticinin tüm yönetim süreçlerine hakim olması, vergi ile ilgili regülasyonlara, gerekliliklere de hakim olabileceği anlamına gelmiyor. Bu iş uzmanlık gerektiriyor. Öyleyse biz öyle bir hizmet sunmalıyız ki, müşterilerimiz bu konuyu tamamen bize devredip kendi işine odaklanabilmeli. e-Fatura’da yenilikler neler, ne zaman e-İrsaliye kullanmaya başlaması gerekiyor, daha hızlı veri aktarımı için tercih edebileceği daha yeni teknolojiler var mı vb her konuda, o talep etmeden biz onu yönlendirmeliyiz. İşte esneklik ancak böylesine önemli konuları işin uzmanlarına devredebilmekle ya da danışmanlık alabilmekle mümkün oluyor.
Ve tabii işleri ve de işleyişi dijitalleştirmek… Şuna kuşkum yok: Ne kadar dijitalseniz o kadar esneksiniz…
Mayıs başında ‘Dünya Ekonomik Forumu Future Of Jobs 2023’ (İşlerin Geleceği) adlı klasikleşen raporunu yayınladı. Bu rapor da teknolojiye uyumunun, dijitalleşmenin, verileri uçtan uca dijital sistemlerde tutmanın ve işlemenin önemini vurguluyordu.
Rapora göre:
• Şirketlerin u'inden fazlası önümüzdeki beş yıl içinde bulut bilgi işlem, büyük veri ve yapay zeka teknolojilerini benimsemek istiyor. Benim de sıklıkla dile getirdiğim gibi uçtan uca sistemlerle verilerin bir bütün olarak ele alınması, buradan anlamlı sonuçlar çıkarılması hem değerli hem de artık bir zorunluluk seviyesinde ihtiyaç duyulan çalışmalar.
• Beklentiye göre büyük şifreleme ve siber güvenlik, veri analitiği, iklim değişikliği ve çevre yönetimi teknolojileri iş büyümesinin en büyük itici güçleri olacak.
• Ve tüm bunların etkisiyle gelecek 5 yıl içinde işlerin dörtte birine yakınının değişmesi bekleniyor. 2027’de 69 milyon yeni iş yaratılmış olacak ama 83 milyon insanın çalıştığı mesleklerin de ortadan kalkacağı öngörülüyor. Bankada çalışmak, sekreterlik ve kasiyerlik gibi ofis işleri, en hızlı yok olacaklar arasında sıralanıyor.
Böyle bir gelecek beklentisiyle hareket ederken değişim, dönüşüm kaçınılmaz gözüküyor…
Yazıma başlarken de söylediğim gibi, içinde bulunduğumuz çağ esneklik çağı… Esnek olabilenlerin, dönüşümün bir parçası olabilenlerin çağı… Yaşadığımız tüm bu dönüşümlerde hem kendi işlerimizin hem de kurumlarımızın sürdürülebilirliğini sağlamak için ihtiyacımız olan şey esneklik. Bu kavram, şirketlerin önümüzdeki 5 yıl için belirlediği “en önemli beceriler” önceliklendirmesinde de ilk üçte yer alıyor. Yani herkesin öneminin farkında olduğu ama herkesin uygulayamadığı bir şey.
Bence girişim aşamasında bu özelliği kazanıp bir şirket kültürü haline getirmek fark yaratacaktır. Girişimcilerin bu kelimeyi not defterine yazıp, sık sık okuyarak hatırlaması gerektiğine ve ‘Nasıl?’ sorusunu sorması gerektiğine inanıyorum.